
ŞİİRLER-2
,, Şiir Kitabı
Yakında tüm E- Ticaret sitelerinde ve Kitabevlerinden temin edilebilmektedir.'
ADAMSIZ ÖZGÜR DÜNYA
Dün bir fotoğrafta gözlerini gördüm..!
Ne gökyüzüne benziyordu ne okyanus derinliğine..
Herkesleşmişti..!
Tanımadığım tablolar daha mana kazanmıştı..
Yazık olmuş önemli kelimeyi ayıran bir virgül de değil artık
tırnak içi sevdası...
Huri ÇALIŞKAN
YARI UYKULU YARI UYANIK
İki mevsim geçti kuş kanatlarının üzerinden
Yarı uykulu yarı uyanık
Uyudum uyandım seni düşündüm
Sevenlerin hitabında anladım ki
Herkes sevdiği gibi seslenirmiş
Hepsini topladım hepsi ile seni özledim...
Huri ÇALIŞKAN
AŞK’ın MEVSİMİ
Ruhlarımız birbirini seveli çok uzun zaman olmadı değil mi.?
Hatırlıyorum da bizim iş yerinde erik ağaçlarında çiçekler vardı,
Karga seslerinden çok serçelerin cik ciklediği zamanlar.
Toprak Ana’nın doğasını yeşillendirdiği döneme denk gelmişti,
Merhaba deyişimiz.!
Sakarlığıma kızdıklarını anımsıyorum,
Benimse her kızdığında sana âşık oluşumu.
Ve…
Bitmeyen takılmalarını.
Sen her takıldığında şen oluyordu dünyam,
Dikkat et diyordun.! Dikkat.!
Bir defasında düşmüştüm, tabi sonra yine,
En kötüsü de arabanın çarpmasından ucuz sıyrılmıştım,
Dikkat edin Hanımefendi demiştin yazında,
Ama ben korkunun sesini duymuş endişeni görmüştüm yazında.
Sizde dikkat edin Beyefendi diyordum her defasında,
Öyle korkuyordum ki,
Sana bir şey olacağından,
Gelmediğin zamanlarda sesini duyana kadar uyuyamazdım.
Gecenin içinden gelir usulca fısıldardın kulağıma,
Sizi çok seviyorum Hanımefendi uyuyun artık lütfen,
Kısacık zamana sığan anılarımız.
Turuncu bir sabahtı.!
Her zaman olduğu gibi güzel bir güne selam etmiştik,
Uzak mesafelerden sarıldık birbirimize,
Böyle zamanlarda nasılda kusursuz oluyorduk.!
Takvim yaprakları her gün değişiyordu,
Ama yılı devirmemiştik birlikteliğimizde.
Hatırlıyor musun.?
Umut mevsiminde gelip hazan mevsiminde ki vedanı,
Yol bitti, gidiyordun arkana dönmeden.
Sesimi duymamış, kanlar içinde bırakmıştın ruhumu.
Soluksuz kaldığımda anladım,
Gidişinde payım yüksekti, aslında benim yüzümdendi diyebiliyorum.
Varlığının olmadığı zamanlarda
Şarkılarını dinledim, sevdiğin filmleri izledim bir dönem,
Seni o kadar yere eklemişim ki,
Her dokunduğum, adım attığım, dinlediğim, okuduğum, baktığım yerdeydin.
Senin şarkılarına yenilerini ekledim,
Yokluğunla Hamuş idim.
Bir gün yok ki sensiz olsun zihnim,
Bazen sevdiğin şeyleri yedim,
Demlikteyse çayı.
Sevginin mümkün olduğunu ağır sınavlarla öğreten adam,
Haddim değil elbet ama Mevlana’nın acısını kendimde hissettim.
,, Dikkat et kendine Aşk’ın adını alan ADAM.’’
Biliyor musun.? Yağmur var gökyüzünde elimde çay yerine salep.!
Huri ÇALIŞKAN
KALBİMİN EN GEREĞİ 5
AŞK’ın MEVSİMİ
-
DERİN KUYULAR KARANLIĞI
-
-
Balıkçı tekneleri kalkıyordu limandan
-
Serçeler uyanıyordu ki çatıdan
-
Bir saadet gibi hatırlıyorum
-
Gün doğarken çay kokan dudaklarını.
-
-
...
-
Sonra gözlerin(!)
-
Derin kuyular karanlığı muhteşem gözlerin.
-
Ilık, sessiz, tazecik bir gün doğumuydu,
-
Zaman durmuş ,,sen ve ben.''
-
-
...
-
Sen gittin ekinler perişan etti beni,
-
Sıcak, kavruk, solgun..
-
Gel eski yeşilliklerin içinden,
-
Uyan Efsunlu güzelliklerden.
-
-
...
-
İstanbul bahar içindeydi ,
-
Kalbim sevda..
-
İhtiyar İstanbul'un içinde bir sen olacaktın adamım birde sana koşan adımlarım...
-
-
Huri ÇALIŞKAN
-
-
KALBİMİN EN GEREĞİ 1
-
DERİN KUYULAR KARANLIĞI
ZAMANIN GÖZLERİ
söyleşi 1
ZAMANIN GÖZLERİ
Sigmund Freud :
,,karşınızdaki insan,sizi neyin üzeceğini bildiği halde,
onu yapmaya devam ediyorsa bunun adı hata değildir..
düpedüz sizi gözden çıkarmıştır'' diyor..
,,Bu zamanın gözlerini kapattım.''
,,Kaybettikten sonra pişman olup geri kazanabileceği biri değilim.''
Kendini bir özel hissettiğin
Bir farklı hissettiğin zamanlar olmuştur.
Sonra ,, gayet aynı dalgalar sahile vurduğunda kumları alıp götürür.''
Gider yani her şey gider ve geçer.
Düşüncesinin tezini bozmuş olmanın mutluluğuyla sesleniyor umut.
Rüzgar kemanını çalıyor, dalgalar okyanus kıyısına vuruyor,
Babaannemin ellerine benzeyen uzun, ince parmaklarımda artık yaşlandığımı görebiliyorum..
Şala sardığım omuzlarımda veranda da ahşap koltuğun gıcırtısı, rüzgar kuşlara çarpıyor,
Puro kokun senden önce geliyor yanıma,
Ellerinde hala şekerli içmeyi sevdiğin çay bardağında
,,İşte seyretmekten bıkmadığım en güzel manzara''
yaşımız 80...
Huri ÇALIŞKAN
ARKAMI DÖNÜYORUM
söyleşi 2
ARKAMI DÖNÜYORUM
Yalnız ve yalnız senin için yaşamak. Dostlardan, elleri kırmızı düşmanlardan, yabancılardan uzak bir dünyada seninle,
Lisan bilmeyen başka insan yokmuş gibi seninle konuşmak sana yazmak sadece sana.
Yalnız sen ol istiyorum yalnız sen ses et.
Ekranımda ki görüntü aynı sevgilim. Ortancaların yanındayım, pembe gül bahçelerin içinde,
Uçuş uçuş uzun beyaz elbisemin içinde kolumda hasırdan sepet
Topladığım gülleri bir an önce kavuşturmak istiyorum burnuna
Arkamı dönüyorum işte yine eşsiz bir manzara düşüyor gözlerime
Rüzgar kokunu getiriyor bir çırpıda, elinde çay verandada oturuyorsun ağız dolusu bir tebessümle gözlerimiz değiyor birbirine yaşımız seksen.
Baş başa yaşadığımız dolu ve bir rüya kadar kısa bu günlerde ,
Gecelerinde dudaklarından dökülen kelimelerin notaları ne kadar doyumsuz. Uyurken nefesin bestekar ,uyanık olduğu zamanlarda melodi.
Yastığımın yanında ki baş sevgisini saklayan bir hörgüç..
Serçeler ,güvercinler,alacakuşlar uçuyor nehrin üstünde, martıları görmeyişimden şikayetim olmadan seni düşünüyorum yıldız yağmuru gökyüzünde.
,,Kuşların huzurunu veren denizlerin esintisine sahip kendisi insan sevdiğim.''
Gece, ay ışığıyla yudumlayacağım sohbetini, denizi özledikçe bakmaya doyamadığım okyanus gözlerinde yüzerken. Yorgunluk ellerinin bir temasıyla unutulacak, yaşanacak güzel günlerimiz seninle sürecek ve yaşımız 80...
Huri ÇALIŞKAN
AŞK RUHUN BESİNİ
söyleşi 3
KALBİMİN EN GEREĞİ SÖYLEŞİ 3
AŞK RUHUN BESİNİ
Kükürt ve oksitleyici potasyum klor attan yan yana geldiğinde sürtünmeyle yanar. Fakat bu iki maddenin yan yana olması illa ki yanabileceği anlamına gelmez. Bunun için sürtünmeyi artırıcı çok ince cam tozu ve bu karışımı bir arada tutacak bağlayıcı nişasta veya tutkal gerekir ki kibrit alev alabilsin.
İki insanın bir araya gelmesi Aşk'a arzu hal olacak anlamında değildir.
Aşk öyle bir şeydir ki.!
Aşk'a değdiğinde kükürt ile oksitleyici potasyum klor attan'la birlikte karışımlar başlar işte tam o anda manevi duygular okyanusa dönüşür, bedene sığamadığını zannedersin, daimi bir suretle dalgalanmaya başlar, taşarsın.
Öyle hal almaya başlar ki;
Kibrit tutuşur, deniz, petrol dökülmüşçesine alev alır, hiç bir engel yoktur, gönül ateşlenir, infilak olmuşsundur, olacaksındır lakin bunun önemi yoktur.
Aşk; ruha en iyi gelen besindir, en çetin sınav...
Kalbimin en GEREĞİ / Ruh-u REVANIM
Huri ÇALIŞKAN
KALBİMİN EN GEREĞİ SÖYLEŞİ 3
AŞK RUHUN BESİNİ
SEN YOKTUN
serzeniş 1
SEN YOKTUN
Sen yoktun o zamanlar
En çok gökyüzünü severdim
Ne zaman bir hüzün çökse mutluluk değse bana,
Gökyüzüne bakar kara bulutların doğurdu yağmurlarla arınırdı ruhum
Bakardım bir daha bakardım ilk defa görmüş gibi
Topraktan koku yayılır içime çekerdim.
Sonra sen geldin
Kuşlar eklendi müzikler söylendi
Senden sonra anladım uykusuzluğun işkence olmadığını
Gülüşünün gülüşümü güzelleştirdiğini.
Sen gelince kalp kafesimde ki kuşları özgür bıraktım
Bağlı kalmışlardı, göğümün saçlarıma kanatları değdiğinde
Bir Ademoğluna kalbime akıttığı sevgiden ağladım aylarca ilk defa
Ağlamakta mutlu edince anladım varlığın ne güzel candı bana.
İdama mahkum hükümlünün yaşama sevinci gibi sevdim
Varlığın huzur yokluğun çaresizlik...
Sen gittin kuşlar hediye kaldı hediye
Yağmurlar avucumda
Rüzgar tenimde, ay gökyüzünde ama senden sonra iki defa bakabildiğim.
,,Umut..?'' çölde kaktüs yalnızlığı..
,,Uyku..?'' yarı uyanık yarı uykulu.. gelişini bekliyor ve hala..!
,,Yağmur, kuşlar, gökyüzü..?'' son nefesime kadar ilk görme heyecanı seni tanımlayan..
.....
,,SEN'' Çocukluğumda tanıştığım beni sabırla bekleyen ,, O YILDIZ ''
Huri ÇALIŞKAN
KALBİMİN EN GEREĞİ SERZENİŞ 1
SEN YOKTUN
,,SEN Ki ''
serzeniş 2
,,SEN Ki ''
,, Bir insanı '' hiç bir neden yokken yüreğinize yerleştiriyorsunuz,
sıcacık bir his veriyor,
1988 yıllarının leblebi tozu mutluluğu.
Kör edecek yüzüme doğan güneşin
Alışkın değil aydınlığa
Pencereden içeri ay sızıyor
Sende yıldızlar, sende gökyüzü, ben ,, sende '' dünyaları değil ,, okyanusları gördüm.''
Derin, sakin, uçsuz bucaksızlardı,
Buralara ektim nergisle ortancaları,
Buralara ektim umutları ve sensizliği
Sol göğsümün altına yıkım emri veren müteahhit
,,SEN Ki '' kaburgamın içinde korunaklı bir ev
Ağzında sigara kokusu ellerinde çay
Hangi sabahlar bir daha kavuşturur bizi
Hangi ananın doğurduğu kalbedir ikamet ediş
Hangi sabahlara doğar gözlerin...
Huri ÇALIŞKAN
KALBİMİN EN GEREĞİ SERZENİŞ 2
,,SEN Ki ''
,, İçimizde ki AŞK ”
serzeniş 4
,, İçimizde ki AŞK ”
……
Seni hiç bir Ademoğluna benzetmedim ben. Acımda ki acımdan hafif tutmadım acını.
,, Yenilgimden uzaktı bu ayrılık, yüzün her gökyüzü ekranında var olduğunda.''
Derviş olsam yollarda ararım adımlarını,
ama bir şey var ki milyonlarca şair seni yazmış olmalı her kitapta ,,adın” baş kahraman.
Ne aldıysam elime ,,seni okudum hep.”
Gözlerine güvendim, o okyanus derinliğinde ki el uzatan o küçük Çocuğun ellerine.
Yağmur birikintilerinde şımaran Çocukların sevinciydi,
Her merhaba dediğinde içimde ki ürperti.
İçimden mısralara makara çevirirken ağzımdan çıkan kelimeler sendin.
Her yol bekleyenlerin gözleri ile baktım gökyüzüne,
Her evlâdı ölen anne feryadı ile çağırdım seni,
Gökyüzümü hapis yaptığından beri..
Seni bir alışkanlığa dönüştürmedim ki ben,
Hiç bir alışkanlığa alet etmeden,anne memesi arayan bebek gibiydi umutlarım..
Aşk kimi evlerde yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti
Sahte olan her şey gibi elbette bu da bir lükstü memleketimizde...
Ben Aşk'ı Ateş'e düşmüş demirden geçirerek sevdim,
Şekil almasa yakışmazdı seni sevmeme.
Ne vakittir yoksun, bir çok Sen'i özledim
Hangi uzaklıktan geleceksin bilmeden, bekliyorum...
Nelerden medet umar oldum bir bilsen
Bakışlarının işaret ettiği yerde duracağım
Son ekmeği yere düşen Çocuk gibi öylece kala kalarak
,, Gelmen iyilikti diyeceğim susup kalacağım.”
Elleri mi..? Gözleri mi.? Nereye koyacağım şaşıracağım.!
Dua edip yüzüme mi..? Yüzüne mi..?
Sana mı.? Yaradan’a mı.? Bakacağım.!
Köşe başı döndüğün sokakta al avuçlarımı avuçlarına
Bir gölgen ile yeşersin İstanbul.
Ömrümden öteye sevdiğim Adam,
,,Sen” İstanbul da doğmasaydın çağırırmıydı bu gökyüzü..
,, İçimizde ki AŞK donmak ile erimek arasında kaldı..”
Ayrılan herkesin kederi gölgem de birikti..
ne içsem geçebilirdi…
Huri ÇALIŞKAN
KALBİMİN EN GEREĞİ SERZENİŞ 4
,, İçimizde ki AŞK ”
POSTALANMAYAN MEKTUPLAR -1-
POSTALANMAYAN MEKTUPLAR -1-
Sevgili Darcy;
Gün bitmiş, gece doğumunu çoktan yapmıştı
Henüz zifiri karanlığa geçmemişti İstanbul'un tünelleri
Bir masa başında kalabalıktan seçtim koyu çay gözlerini
Sigara yakmıştın hatırlarsın.!
Unutmuştun ama nefesine sarılmasını
Parmaklarına değiyordu is dumanı Karadeniz yaylası sanki
Bir gece vaktiydi,
Kara dumanların içinden seçilen karanlık adamların odası
Mevsim bahardı.!
Aynı gökyüzü altında ayrı semtlerdeydi nefeslerimiz
Bir gece vaktiydi,
Görmeden görebildiğim cemalini.!
Sonra yeniden gözlerin ilişti
Okyanus derinliği gözlerin, evet aynen böyle görmüştüm
Koyu çay gözlerinin arasında saklanan o derinliği…
,, gittin ya sen / tarumar oldu bulutlar / mavi bulutlardan doğan gri karanlıklar ‘’
Sen gel işte, eski günlerin, gecelerin içinden.!
İster gri bulutlarla olsun, ister mavi, ister meltem rüzgarları eşlik etsin yoluna, ister cemreler düşerken toprağına,
Kar yağarken de olur, güneşin tepede olduğu vakitlerde de...
gel.! gel.! işte. Tozu bahane eden şu gözden akan seller için gel...
Turuncu yapraklar içinden, doğduğun mevsimde gel.!
,, hancı duymadan / geceler bilmeden /yollara sormadan / kuşlar görmeden gel ‘’
Sevgilerimle
Elizabeth.!
Huri ÇALIŞKAN
POSTALANMAYAN MEKTUPLAR -2-
Sevgili Darcy;
Uzun süredir sesini duyamadığım için üzgünüm. Bu Kent’in kalabalığında kaybolduğumu düşünüyorum. Düşüncelerimin ve duygularımın içinde pusulasız ve yönsüzüm. Kendimi hiç yönsüz görmemiş, kaybolmamıştım. Her zaman geleceğin saatleri beklerken uykusuz kalırdım ve bu benim için problem olmazdı. Uykusuz kalamayan biri için buna dahi aşk diyebiliriz.
Ruhumu ıstıraba sokan yokluğun olsa da hayalinle bana yardım ediyorsun. Geçen gecelerden bir gündü, beni her defasında kendine aşık eden beyefendi duruşunla rüyama girdin. Uyandığımda sahil kasabasında güneşin tenimi emişi kadar huzurluydum.
Tüm gün birlikte sohbetlerimizi düşüneceğim. Gofreti sevdiğini hala kimseye söylemedim.
Bu hatıralar karanlık günlerime sızan güneş gibiler, ruhum derinlere indikçe ellerimden tutup yukarı çekiyorlar.
Seni kızdırdığım için beni bağışla.!
Sensizliğe alışır mıyım diye düşündüğüm oldu, kabulleneceğimden çok korkmuştum, bir gün geleceğin düşüncesiyle bunların üstünden gelmeye çalıştım.
Kaç defa provasını yaptım bilmiyorum, ama her uyandığım sabaha geleceğini düşünerek başladım. Gece döneceğini düşünerek uykularıma daldım. Seni gördüğüm de kuracağım cümlelerin hepsini ilk buluşmada elbisesini beğenmeyen kadın gibi eledim.
Sonunda ne demiş olabilirdim sence.?
Hiç.!
Çünkü seni karşımda her bulduğumda dünyaya bir haller oluyordu, Jüpiter ile Satürn yörüngesinde ki kavuşum gibi titreşime dönüşüyor, susuyordum.
Söyleyemiyordum ama duymak istiyordum,
Merhaba.! Hanımefendi.! Kalmak için buradayım.! Deyişini…
Umarım dönecek olursan bunu yaparsın.
Biliyor musun.? Sana karşı vuslat her gün artıyor ama sen bunu anlamakta inat ediyorsun.
Hoş anlamadığını söylersem yanlış telaffuz etmiş olurum. Lakin sen bunu milyonca defa duymaktan hoşlanırsın.
Günlerimin seninle dolu olduğunu bildiğin halde bu hadiselerden uzak kalabiliyorsun. Uzun yıllar önce sonsuzluk gibi bir yıl geçirmiştik. Kimse bizi anlamak istemedi, ben saçmaladım, sen kızdın.
Sen ve Ben.! Cümlenin en öznesi olmuştuk. Bizi mahkûm etmeden önce yükleme. Koşarak mı büyüdün sen, bu kaldırımlara bulaşmış ayak izlerinle.
Peki konuşmalarımız aklında mı hala.?
Sevgilerimle,
Elizabeth.!
Huri ÇALIŞKAN
POSTALANMAYAN MEKTUPLAR -3-
Sevgili Darcy;
Yeni bilgiler öğrendim, bu bilgiler hayatıma sihirli değnek gibi dokundular ve evet buna sihir diyebilirdim. Meğer insan ne kadar çok şeyi yanlış söylüyormuş veya biliyormuş. Bulduğum bu yolları, sana kavuşabilmek için denedim, her bildiğimi yaptım, tüm inancımla ve vazgeçmeden dua ettim.!
İçimi yakan hasretinle avazım çıktığı kadar Yaradan'a yalvardım, bir tek günüm bile geçmedi desem yıl kadar uzun mesafe olur, sanırım bir saatten fazla olmuyordu aklımdan çıktığın.
Ruhuma yakın, bedenimden uzaklaştığın zamanlarda anlık dahi olsa cemalini zihnimden silemedim. Yollarda yürürken, iş güçle meşgul olurken, kitap mısralarını izlerken, telaşla bir şeyleri yetiştirmeye çalışırken, bazen sakarlığımla, lanet olası kaldırımın beni düşürdüğü yerde ki anımı, yaralarıma nasılda üzülmüştü kalbin. Her gün aynı sahneyi oynayan oyuncu gibiyim, çünkü uyumadan az önce uyanırken anında yer alıyordu adın. Zihnimi meşgul eden insanın, sol tarafımı hasta ettiğini görebiliyorum. Sanırım artık anlamalıyım altıncı gözümün beni her konuda uyarırken sende neden işe yaramadığını ve bu konuda Yaradan'ın bir bildiği olduğunu.
Bir gün kendini manasızca huzursuz ve mutsuz hissedeceksin, çünkü sana dua etmeyi bırakacağım.!
Eğer mutluluktan ölmek varsa mutsuzluktan da yaşamayı öğrenmeli insan...
Sevgilerimle,
Elizabeth.!
Huri ÇALIŞKAN
POSTALANMAYAN MEKTUPLAR -4-
Sevgili Darcy;
Söylemek isteyip de söylemediğim küçük harflerle yazdığım cümleleri kırılmış kalbimde tekrar ettiğim gün sayısı tam olarak 1000 günden fazla. Derin duygularımın içinde güçlü bir sevgim var. 21. Yüzyılda ilişkilerini yalın yaşayan insanların içinde dürüst olmak gerekirse duygularımı kalbimde yaşıyor aklımda büyütüyorum. Kimsenin bilmediği delice özlem içindeyim.
Bilmeni isterim ki hafızamdan silmeye kıyamadığım ve özlemine dayanamadığım aşkın adısın. Gülümsemeni gördüğümde ancak yüreğim parelenir. Sanır mısın ki bahar tomurcukları kendi mevsiminde çiçeklenir.
Anımsıyor musun? Gökyüzümüzden uzak olduğun bir geceydi, sen balkona ben pencereye tünemiştim her zaman ki Çocukluğumla. Dolunay’ı görebilmem için biraz dışarıya doğru sarkmam gerekiyordu, nihayetinde görmüştüm ve ayrı şehirlerde gözlerimiz buluşmuştu. Gökyüzüne bakmayı bilmeyen yüzlerce insanlar yakamozda yan yanayken sensiz izlemek zorunda kalmayı anlayamıyorum.
Hücrelerimde, saç tellerimin uçlarında, hatta bakışlarımda ve kalbimin içinde sevgim ebedi olarak sana ait. Vaz geçmek istediğimde mevsimlerin hiç birinde huzur, ülkelerde ise mekân bulamayacağım gibi. Gülümsemeni hatırladığımda kalbimin huzur kaynağına dönüştüğünü hissediyorum, demiştim ya tomurcukların sadece kendi mevsimlerinde çiçek açmadıklarını, soğuktan insanlar titrerken benim yüreğime begonviller açtırandı varlığın.
Yaşamın içinde her şeyi seninle bölüşmek isterim, mutsuzluğu ve yüreğimi acıtan acılarım hariç. Sana olan sevgim dağlardan Nehir’e ulaşan su kaynağı gibi hem zorluklarla oraya kadar gelmiş, hem arınarak temizlenmiş. Dost sohbetinde seninle ilgili teselliye tahammülüm yok, varlığını korumak midye toplayıcıları kadar azametliyken, bu yüzden hiçbir tesellide huzur bulamam.
Yokluğunla mevsimlerimi çiçeksiz, gündüzlerimi ışıksız bıraksan da bana güzel olan her duyguyu tüm cömertliğinle yaşattığın için teşekkür ederim.
Sevgilerimle,
Elizabeth.! , Ocak / 2023
Huri ÇALIŞKAN
POSTALANMAYAN MEKTUPLAR -5-
Gözlerim günü selamlarken, kalbim seni hatırlıyor, minnet duyuyorum Yaradan'a yine ruhumda noksansız seni hissettirmesine. Günün içinde ki yaşanılan seneryolarda zaman zaman sarsıcı, bazen ise ağız dolusu gülüşler eklenmiş olsada, yaşamın ruhunda ki bu karmaşa sana ait olan yankıları aynı demde koruyor. Zihnim seninle olan günlerimizle meşgul olduğunda uzak ülkelere yol alıyor, sıcak ve yumuşak duygularla.
Yaşamın ne olduğunu bilen iki insan olarak meğer ruhumuz birbirine karışmış. Toprağı, kuşları, ağaçları, nehirleri, suyu ve seni sevmek düşüncesi birbirine harmanlanmış. Yaşamın manası olacak kadar her şeyin içinde bir tutam ruhun var. Aşkla beslenen göbek bağımızın nefesimizi kesecek kadar soluksuz, zaman,mekan farketmeksizin kalplerimizin birbirini tanımasından duyduğum mutlulukla kapadım gözlerimi geceye.
Yüzeysel manzaralar bizi alanına çekebilir ama manzaranın özüne ulaştığımızda ve derinlerini görmek istediğimizde manasallaşıyor her bir şey. Bu yüzden gün geçtikçe birbirine düğümleniyor kalbimiz, hem özgür, hem yuvasının nerede olduğunu bilecek kadar da sevgiyle dolu. Bu sevginin karışımı tüm hücrelerimi ısıtıyor.
Sevgilerimle,
____________/ Elizabeth.! _____/ Mart / 2023
SEVGİNİN TOMURCUĞU
Tomurcuk olmadan çürümeye mecbur kalmış gelincik çiçekleri gibi umutlarımız..
ve..
Sordular..(!)
Nerede açabilir gelincikler?
Cevap verdim: Sevginin olduğu her yerde...
Huri ÇALIŞKAN
GURBETİN ALASI
Kendi bedenine mülteci olmak
Aç, susuz, karanlık gecelerde can çırpınışta, can nefessiz, can Çocuk ,
Can telli geçitlerde şarapnel parçası.
Derler ki;
,,gurbetin en alası varmak istediğin kalbe varamamaktır.''
Huri ÇALIŞKAN
YA SEN
Gözlerimiz gökyüzünde diye aklımız bir karış havada zannedilmesin
Bilâkis omuzlarında ki ağırlıkları uçurmak öyle kolay değil...
Ben yine de deniyorum ya "sen.?"
sadece!...
Beni mi izliyorsun?
Huri ÇALIŞKAN
RUHUN BEDENE YANSIMASI
- İnsanlar ıstıraplarından kurtulmak isterler Elizabeth, bunu asla unutma.!
- Öyle mi dersin.?
- Öyle tabi ya, ruhun hissettiği acıyı beden yaşar.
- O yüzden beden hissettiği bu ıstırabından bir an önce kurtulmak ister.
- Nasıl yani.!
- Acı her konduğu yere farklı izlerle dokunur.
- Mesela.!
- Kemiklerde olduğunda kemiklerinin birbirine girdiğini hissedersin, boğazında düğüm, etinde bıçak kesisi gibi olurken, bazen dayanılmaz hâl alır.
- Neden bende kaldılar o zaman.?
- Gerçek sevgileri acılar yok edemez Elizabeth.!
Huri ÇALIŞKAN
SENİN İÇİN YANMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİM
,,Sensizliğin" buzlarını eritemeyecek belli ki yüreğim
lâkin...
Çetin bir kışı ısıtmaya çalışan mum kadar da azimliyim..
ve..
Senin için yanmaktan asla vazgeçmeyeceğim.
Huri ÇALIŞKAN
KANATLARIN MARTIDAN
Sana yakın, senin olmayı düşünmek bir cesarettir
İnsandan mahrum toprağın üstünde nasıl karanlık gece
Sevgilim kıyamam sana kanatların martıdan
Bugünler yalnız başıma uçacak kudrette değilim...
Huri ÇALIŞKAN
UÇMAK İSTİYORUM
UÇMAK İSTİYORUM
Uçmak istiyorum.!
Fakat ne uzak kentlere
Ne en güzel gün batımları sanılan coğrafyalara.
Uçmak istiyorum.!
Herhangi kuşkanadında
Maviliklerin altında, yağmur damlalarını emerek kanatlarım.
Uçmak istiyorum.!
Yeryüzüne iyilik tohumları serpmek için
Kimsesiz Çocukların üzerlerini örtebilmek için.
Uçmak istiyorum.!
Ruhumun danslarını bedenimde hissetmek için
Müziklerini duyabilmek için denizi güzel şehrimde seni bulmak için
Denizi güzel şehrimde seni bulmak için.
Öyle bir göç ediyorsun ki sevgili.!
Bu şehre, bu denize, hiç kanatların değmemiş gibi
Uzun bir uyku anında gördüğüm
En güzel düş müydü bizimkisi.?
Uçmak istiyorum.!
Bir sigara dumanının göğe süzülmesi gibi
Ciğerlerime, kanatlarıma, seni doldurmak istiyorum…
Her gün güçsüzleşiyor kanatlarım
Hâlbuki nasılda güçlüydüler
Uçmak istiyorum.! Uçmak.! Uçmak…!
Huri ÇALIŞKAN
DEDİLER Kİ
Ölenlerin arkasından yetmiyor ağlamak. Önceden olsa sert bir sigara içerdim acıları uyuşturması için, hani şu uzun ve kalın olanlarından.
Bu zamanlarda emekli ettiğim alışkanlıklar gelmiyor da aklıma,
Özlem kursağa karışırken nefes seni boğduğunda, çakmak aramıyor artık elin
O'nun yerine yutkunmaya çalışıyorsun. Rütbeleri yüksek, acısı sert sevdiklerinin imzası atılırken nefes boruna.
Kelimeler var ,başkahraman yok. Toprağın üstünde yaşayan ölüler var. Ya birileri tarafından öldürülmüş ya kendisini yaşarken öldürmüş işte.
Birde toprağın altında yatan ölüler var...ama ,,ONLAR..'' toprağın üstünde yaşatılan ölülerdir...
Bazı zamanlar seslenirim sessiz bir çığlıkla sevgini bırakıp nerelere gizlendin..?
,, EY AZİZİM..''
dediler ki;
düştü..!
dediler ki;
öldü..!
dedim ki;
hiç mi..? hiç mi..? yaşamayacak..!
03/10/11 şubat 2018
Seni daima özleyeceğim
Huri ÇALIŞKAN
BEYAZIMSI KALP SÖYLEŞİ